Bu Blogda Ara

31 Ağustos 2010 Salı

garibim bu aralar...

garibim bu aralar, bir başkayım
olur olmaz şeylere sıkılıyorum
gerekli gereksiz dalıyorum düşlere
belki seni düşlüyorum, belkide özlüyorum kim bilir
her kadın başka başka anlamlı
hepsinde senden biraz var...

kiminin bakışında, kiminin saçında
kiminin dilinde bazılarının kahkahasında.
yada ben öyle görmek istiyorum kimbilir?
kimbilir canım çekmiş seni.
yanıma uzanmanı özlemişim kimbilir
yatağımda kıvrılmanı çıplak teninde dansını...

ARDİ


12 Nisan 2010 Pazartesi

kadın elementi

BILIMSEL INCELEME:

Element : Kadin
Sembolu : Ka
Ideal Atom agirligi : 51,6 kg olarak kabul edilmistir.
Alternatif agirliklari (izotoplari) : 35 - 130kg
Bulundugu yerler : Gezegendeki tum kirsal ve kentsel alanlar

FIZIKSEL OZELLIKLERI:

1- Yuzeyi renkli film tabakasiyla kaplidir.
2- Degisik sicakliklarda kaynar.
3- Bilinen bir sebep olmaksizin donar.
4- Ozel ilgi gordugunde erir.
5- Yanlis kullanimlarda isirir.
6- Islenmemisinden siradan maden filizine kadar pek cokhalde bulunur.
7- Dogru noktalara basinc uygulandiginda urun verir.
8- Standart olculeri varsa da kolay bulunmaz.
9- Cekici ozelligine aldanilip fazla yaklasilmamasi onerilir.
10- Her zaman bir uzmani tarafindan degerlendirilmelidir.

KIMYASAL OZELLIKLERI:

1- Altin,gumus, platin ve diger kiymetli madenlerle yakin akrabaligi vardir.
2- Buyuk miktarlardaki pahali maddeleri ve degerli taslari absorblayabilir.
3- Belli bir sebebe bagli olmaksizin patlayabilir.
4- Sebepsiz yere cikip gidebilir, cikip gelebilir.
5- Sivilarda cozunurlugu yoktur.
6- Alkolle doyuruldugunda aktivitesi buyuk oranda artar.
7- Dunyada bilinen en buyuk servet indirgeyicidir.
8- Kapali alanlarda bir arada tutulmalari tehlikelidir.
9- Cok sayida bir arada olmalari merkezi sinir sistemini etkiler..
10- Belli bir sistemi cokertmek icin kullanilabilir.
11- Hic islenmeden son derece etkin maddeye sahip olabilir.
12- Bir tanesi bile nefes kesilmesi hafiza kaybi yaratabilir.

GENEL KULLANIM ALANLARI:
1- Genelde sus olarak.
2- Uretimde
3- Belli dozda kullanilmasi halinde rahatlamada buyuk yardimci ozelligi vardir.
4- Cok etkili temizleyici ozelligi vardir.

TESTLER:

1- Saf numunesi dogal halde bulunabilirse rengi parlak pembeye doner.
2- Daha iyi bir numunesiyle kiyaslandiginda rengi yesile doner.
3- Kulaga zarar verdigi tespit edilmistir.

POTANSIYEL TEHLIKELERI:
1- Tecrubesiz ellerde cok tehlikelidir.
2- Birden fazlasiyla ilgilenmek yasal olarak engellenmistir.
3- Ancak degisik mekanlarda ve birbirleriyle direkt temas etmelerini engellemek kosuluyla bunu yapanlar bulunmaktadir.
4- Ayni mekanda, uzun sure bir arada olmak, cesitli sakincalar olusturmaktadir.
5- Bagimlilik yapabilir ve tedavisi yoktur.
6- Bir cok efsanede ve gercek hikayede tehlikeleri anlatilmistir

4 Nisan 2010 Pazar

Kızlar Ne Zaman Bırakılmalı (bırak abi gel ben sana bakarım çekilmez böyleleri)

Bazı şeyler artık bana yetmiyo (Bırak)
Annem seninle tanışmak istiyo (Bırak)
Babam seninle tanışmak istiyor (Bırak)
Kendimi asmak istiyorum (Bırak)
Bu gün kendimi yorgun hissediyorum (Bırak)
Uçur beni (Bırak)
Hadi yiğidim aslanım kalem kaşlım (Hemennnnnn)
Yaa bu ayki Tel faturamı sen ödesen (Düşünme bile)
Pelin in erkek arkadaşının arabasını gördün mü (Neee bırak tabi)
Bendemi o kıyafetten alsam (Koşarak uzaklaş)
Sinemamı olmaz ya günümüzü sinema ile berbat etmiyelim ama sen bilirsin (Bırak bırak bırakmakla kalma tokat at)
Evlenirsek ben ütü ve çamaşır olayına girmem (Bırak imkanın, varsa kafa at yere düşerse tekme ile devam et)
Ayyy bu kıyafet sana hiç yakışmamışşşşşş (Sus ve başka bir tarafa doğru ıslık çalarak yürümeye başla)
Sakalların batıyoooooooooooo (Uçan tekme at)
Diş etlerimde iltihaplanma çıktı öpüşmeyelim bir süre olurmu hayatım (Döner tekme at midesine)
Cep telefonunu çaldırır kapatırsa (Polis karakoluna yönlendir, bırak)
Hayatım ben makyajımı yapıp aşagıya inicem diyip 2 saat gecikiyosa (Gözüne parmağını sok)
Burnumu biraz kaldırsam mı (Kulağını ısır)
Siz erkekler futboldan ne anlıyorsunuz (Koşarak omuz at)
Özür dilerim geciktim (Sopa varsa etrafta sopa ile kovala yoksa taş bul gerisini bırak içindeki hayvan bitirsin)
Komik ayakkabılar giyiyorsa (Ben karışmıyorum bu kısma isteyen istediğini yapsın)
Eski erkek arkadaşımla bir yemek yesem ne olurki hem bana önemli bir sey söliyecekmiş çok merak ettim (Son sözlerin mi, mezartaşı için biraz uzun oldu da...)
Başkalarının hikayelerini dinleyipte siz erkekler çok hayvansınız derse (Kafa göz dal ben suçu üzerime alırım)
Evlenince ben senin ayağına basıcam (Öyle bir tokat atki Allahı şaşsın)
Şu anda seninle konuşamam evde misafirler var (Dürbünlü tüfekle vur 250 metreden)
Ay sıkıldım çıkalım bu filmden (Patlamış mısırların hepsini zorla yedir)
Sevgililer gününde sana ayı alırsa (Kafaderisi kemerini süslesin veya postu şömineni)
Hayır o arkadaşınla görüşmeni istemiyorum (!!!!!!)
Ağzı açık yemek yediği zaman (Masayı fırlat sandalyeyi kır kafasında)
alo kocacım ne haber diyorsa (!!!!evlenmeden hele aman amannnnnnnnn. bırak bırak hatta bırakma kaç.....)

2 Nisan 2010 Cuma

ee RAKI yı anlattık bide adabını anlatalım tam olsun

RAKI'NIN ADABI

Rakının üstüne içki tanımam. Hal böyleyken...

"Hadi sofrayı donatalım da bi tekila içelim" dedin mi hiç?
"Offf şimdi bi vanilyali Smirnoff olsaydı da şu yemeğin yanında içseydim" de demezsin.
Rakı, kültür gerektiren, bir adabı olan, ağır abi ve ağır abla içkisidir.
“Rakı içelim” dedin mi, bi' durmak lazım, düşünmek lazım.
İçelim de;
Suyun hazır mı?
Buz var mı?
Sofrada yanında neyi meze yapıcan?
Mezenin cinsine göre, muhabbet değişir be!...
Mezesiz mi içicez?... Eyvallah ama o zaman da ona göre ritmi ayarlıcan.
Bir de içerken karşındaki kim? Ne vesileyle içiyorsun? Yakın arkadaşın mı? Sevgilin mi? Ayarlamaya çalıştığın biri mi? Yoksa iş yemeğine mi çıktın?
Beraber içtiğin adamları tanıyo musun?
Nasıl içtiklerini biliyo musun?
Gaza gelmicen.
Adaplı içicen.
Yemek yerken, yani ağzında yemek varken rakı içilmez.
Ne yersen ye, meze olduğunu düşüneceksin.
"Acaip açım. Hadi hemen oturalım sofraya." deyip de yemeğe yumulup, sonra da "Ben çok içeriiim! İçtim mi bi büyük gideeer!" diyerek hava atamazsın.
Atan adamla içme zaten, gerek yok.
Müzik olacak mı yanında?
Nasıl bi müzik olacak?
Baymamalı.
Çok hareketli olamaz.
Rakı içmek, efkarlı bir atmosferi de beraberinde getirir.
Bağıra bağıra konuşmayacak, gülmeyeceksin.
Kollarını masaya yaslayıp, kafanı hafif öne eğeceksin.
Hafif mutsuz görüneceksin.
Rakı keder içkisidir.
Kaşın gözün oynamayacak. Karıya kıza bakmayacaksın.
Önüne ya da karşındakine bakacaksın.
Kalabalık olmayacaksın. 20 kişi bi masada otururken bu söylenenlerin hiç biri yapılamaz.
En fazla 4 kişi.
Rakı koyma işini garsona bırakmayacaksın.
Garson kimin nasıl içtiğini bilmez, herkese tek tek sorar. Gerek yok.
İstediğin gibi de koyamayabilir.
Sakilik yapmak kolay değildir.
Sofrada “Ben koyuyum abii!!” diye atlayan adama lafı geçirecen, oturacak oturduğu yerde.
Tanımadığın adama güvenme.
Masadakiler her zaman içtiğin adamlarsa, kimin sakilik yapacağı bellidir zaten.
Çok geyik yapmayacaksın ama devlet sorunlarına girip kafa da ütülemeyeceksin.
Yerinde bırakıcan ya da nerede bırakman gerektiğini bilicen.
Çok fazla masadan kalkmıcan, belki bir sefer tuvalete.
Zaten el kadar şey içiyosun. Ne tuvaleti!
Masadaki herkes adabı biliyosa, zaten kimse "kalkalım mı" demez, herkes ne zaman kalkıp gidilmesi gerektiğini bilir.
Adabı bilmeyen varsa da sesini çıkartmayacan, biri "Kalkalım mııı?" diye mızmızlanırsa hiç itiraz etmicen ve kalkılacak. Tabi gecenin yarısında derse de "hadi sana eyvallah" deyip şutlucan kimse.
Masadan kalkınca yalpalamayacan, adap biliyosan zaten yerinde bırakmışsındır. Adam gibi kalkıp nereye gideceksen gidecen

ah ulan RAKI sen büyüksün (hafta sonu içem bari)

RAKI

İçki yasaklanabilir.
Açık söyleyeyim, bence mahsuru yok.
Ama rakı asla...

Çünkü takunyalılar öyle zanneder ama, aslında "içki"
değildir rakı.

Yurt sevgisidir örneğin.
İki tek attın mı "n'olacak bu memleketin hali?" diye
endişelenmezsin aksi
olsa... Tıp bazen çaresizdir, o ilaçtır.
Gurbete bile iyi gelir.

Kontörsüz muhabbettir.
Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar,
gülümsetir. Kahkahadır.
Hatıraları kaydeden hard disk'tir.

Botoks'tur bir nevi.
En kaknemi bile bir başka görünür gözüne.
Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır... İçilir,
güzelleşilir.

Herkesin gençlik hatası olabilir. Bira içersin.
Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi
matah zannedersin.
Amerika'da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine
Etiler'de TIR parası
ödersin, ayrı...
Ama kürkçü dükkânıdır.
Döner dolaşır, gelirsin...

Orhan Gencebay'dır.
Entel barlarda, sosyete kulüplerinde dinlemeye
utanırsın... Ama hepimiz
biliriz ki, ezbere bilirsin... İstediğin kadar ağız
burun kıvır, altın
plağı hep o alır... Tatlıses'tir.
Realite'dir.

Çocuktur, ağlarsın. Hele beyaz "p"eynir ile "k"avun
olursa sağında
solunda. Örgüttür.
PRK...
Ama bölücü değil, birleştirici... Türk'ü de içer,
Kürt'ü de, Laz'ı da...
Sor bak, Ermeni'si de, Rum'u da, Yahudi'si de...

AB'cidir.
Çünkü Rum öyle bir meze yapar ki, helali hoş olsun,
Kıbrıs'ı veresin gelir...

Madem yasaklayacaksın rakıyı...
Neden balık avlıyorsun o zaman?
Şerbetle mi yiyeceksin lüferi?
Ne anlamı var deniz börülcesinin, rokanın, radikanın,
cibezin... İnek
miyiz biz? Yoksa Şakşuka'yı şarkı mı zannediyorsun
sen?

Yanlış şiir okuyorsun, hapse giriyorsun...
Oku bak ne diyor dünya güzeli Orhan Veli...
Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip musikiler alıyorum
Bir de rakı şişesinde balık olsam...

lütfen ama lütfen birer alkış istiyom sizden :)))))))))

18.000 YTL kredi karti borcum oldugunu ögrenenince;
'Keske korunsaydim' diyen babaya
-------------------------------------------
Misafir odasinda baca deligi olmadigi halde 'Anne sobayi bu sene misafir
odasina kuralim mi?' diyen abime, 'Olur, boruyu da k….na sokariz, kafani
camdan çikarirsin, sorun olmaz.' diyen anneye
-------------------------------------------
Kaza mahalinde elinde cep telefonuyla kosturup '112'nin numarasi neydi?'
diye bagiran sarisina,
--------------------------------------------
Birbirlerine ana avrat küfür eden iki kisinin arasina girip ikisine de
birer tokat atan ve 'Analar kutsaldir, analara küfür etmeyin, o.
çocuklari!!' diyen Karadenizli agir abiye,
----------------------------------------------
Annesine kizip,buharli ütünün içine isemeyi akil eden! Annesini buram
buram çis kokulariyla isyerine yollayan! Annesi; ancak arkadaslari
''acayip kokuyorsun'' dediginde isi çözen anneye ve cocuguna,
----------------------------------------------
Banyonun lambasi yanmayinca elektrikler kesik zannedip yarim saat
gelmesini bekleyen. Beklerken de canim sikilmasin diye televizyon seyreden
kisiye
--------------------------------------------------
Ailecek televizyon izlerken üst komsu küçük oglunu göndermis. Çocuk anneme
''X teyze, annem dedi ki, bari haberleri açsinlar da, biz de dinleyelim''
Biz de kirmadik, açtik. Ailecek çok iyi niyetli oldugumuzdan,
televizyonlari bozuk sandik. Yüksek sesten dolayi bize laf soktuklarini
anlamamiz çocugun ikinci gelisinden sonra oldu. Bu olayi yasayan aileye,
--------------------------------------------------
Lisedeki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ögretmenimiz Aids' in açilimini
yapiyor: (A)llaha (I)syaneden (D)eyyuslarin (S)onu... diyen hocaya,
BIRER ALKIS ISTIYORUM YAWWWW

küstün mü yoksa......

lan...... pişştttttt...... birader...... bizim oğlan..... lan baksana.......
blogum küstün mü bana ne zamandır ilgilenmiyom diye senle ama sor bi niye ilgilenmiyom. arabam tamirde çıktı oğlum artıkım deli gibi geziyomda ondan valla unuttuydum seni. hatırlattığın iyi oldu. ara sıra hatırlat kendini böyle de sana yazıp (nasıl olsa bu ara hiç bi dişi varlığa yazmıyoz bari sana yazam :))..)içimi dökem. hadi bakam barıştık mı?

29 Ocak 2010 Cuma

17 Ocak 2010 Pazar

offfff ulennn offfff......

Bugünde içimden gelenleri yazalım bakalım ne olacak? Koca bir hafta sonunu evde pinekleyerek geçirdim. Canım çok sıkkın insan pazar gününü yatakta elinde kumanda yatarak mı geçirir ya. Valla ben geçirdim hemde malak gibi. Çok değil bundan 2 ay önce böyle bişey yapacağımı söyleseler gülerdim hemde ne gülmek (malum yerlerimle).
Ha bir diğer yandan iyi oluyor. ''İnsan'' uzanıyor, dinleniyor, sağlıklı yaşıyor( benim neyimeyse insan gibi davranmak hala anlamış değilim). Gelelim hafta sonunu evde geçirmemi sağlayan en büyük nedenlerden birine ARABAM BOZUK (doğal olarak kafam bozuk). Araba 80 model golf 1 kasa mk1 lerden. Daha yeni aldım sayılır benden önceki sahipleri açıkcası arabaya pek bakmamışlar. Bende şöyle bi toparlayayım dedim. İyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyorum artık bunu zaman gösterecek. Bunu yapmak için ilk önce kafama göre bi usta buldum (METE usta). Ustam kafama göre beraber oturup içip araba hakkında konuşuyoruz (kaçıncı vodka, şarap bende bilmiyom) İşe arabayı komple sökmekle başladık. Göğüslük, koltuklar, göstergeler, (motor bir kaç gün sonra sökülecek) kapılar vs. Arabayı ayın 12 si akşamı bıraktım. Nasıl bişey çıkacak bende bilmiyorum. İnşallah düzgün bişey çıkarda beklediğimize ve yaptığımız masrafa değer.(bu arada bende çokta para yok birazda hatır gönül işi yaptırıyoruz ALKOL de olmasa yanmıştık)Şimdilik bukadar devamı sonra......

10 Ocak 2010 Pazar

amerikan ve Türk ağızları....

Amerikan: hey dostum burada bir problem mi var ?
Türk: noluyo lan burda ?

Amerikan:: hey jerry gel pizza ye dostum...
Turk: sülo gel lan buraya mis gibi menemen yaptık...

Amerikan: nasıl gidiyor mike?
Turk: nörüyon la?

Amerikan: korkarım seni öldüreceğim!
Turk: salavat getir ulan ...

Amerikan: oov dostum hic cool olmamissin.
Turk: bu ne hâl lan

Amerikan: hey steve, neden kendine bir içki koymuyosun?
Turk: la süleyman, kap iki bira gel bakim hemen!

Amerikan: lanet olsun sana christine!
Turk: allah cezanı versin nurcan!

Amerikan: tanrı aşkına brad kes sesini artık!
Turk: allahım sabır ver, sus lan yeter!

Amerikan: aman tanrım şimdi ne yapıcaz?!?
Türk: ayvayı yedik.

Amerikan: help me please...
Türk: hadi abi tut bi ucundan da itelim şu arabayı!!!

Amerikan: ne derler bilirsin jack, hayat beklenmedik sürprizlerle doludur...
Türk: valla oğlum bir söz var hani, kaderde varsa üzülmek neye yarar süzülmek...

Amerikan 1: dante'nin bu kitabını okudun mu micheal?
Amerikan 2: aaa evet , gerçekten edebi değeri olan bir çalışma

Türk 1: abi da vinci şifresini okudum süper!
Türk 2: lan bırak! iyice entel dantel oldun ! layt herif !!

Amerikan::fbı... bir kaç soru sorabilir miyim?
Türk: polisim ben! nerdeydin lan dün ?

Amerikan:: gidebilirsiniz arkadaşlar.
Türk: toz olun!!

8 Ocak 2010 Cuma

kızlar ne zaman bırakılmalı.....

Bazı şeyler artık bana yetmiyo (Bırak)
Annem seninle tanışmak istiyo (Bırak)
Babam seninle tanışmak istiyor (Bırak)
Kendimi asmak istiyorum (Bırak)
Bu gün kendimi yorgun hissediyorum (Bırak)
Uçur beni (Bırak)
Hadi yiğidim aslanım kalem kaşlım (Hemennnnnn)
Yaa bu ayki Tel faturamı sen ödesen (Düşünme bile)
Pelin in erkek arkadaşının arabasını gördün mü (Neee bırak tabi)
Bendemi o kıyafetten alsam (Koşarak uzaklaş)
Sinemamı olmaz ya günümüzü sinema ile berbat etmiyelim ama sen bilirsin (Bırak bırak bırakmakla kalma tokat at)
Evlenirsek ben ütü ve çamaşır olayına girmem (Bırak imkanın, varsa kafa at yere düşerse tekme ile devam et)
Ayyy bu kıyafet sana hiç yakışmamışşşşşş (Sus ve başka bir tarafa doğru ıslık çalarak yürümeye başla)
Sakalların batıyoooooooooooo (Uçan tekme at)
Diş etlerimde iltihaplanma çıktı öpüşmeyelim bir süre olurmu hayatım (Döner tekme at midesine)
Cep telefonunu çaldırır kapatırsa (Polis karakoluna yönlendir, bırak)
Hayatım ben makyajımı yapıp aşagıya inicem diyip 2 saat gecikiyosa (Gözüne parmağını sok)
Burnumu biraz kaldırsam mı (Kulağını ısır)
Siz erkekler futboldan ne anlıyorsunuz (Koşarak omuz at)
Özür dilerim geciktim (Sopa varsa etrafta sopa ile kovala yoksa taş bul gerisini bırak içindeki hayvan bitirsin)
Komik ayakkabılar giyiyorsa (Ben karışmıyorum bu kısma isteyen istediğini yapsın)
Eski erkek arkadaşımla bir yemek yesem ne olurki hem bana önemli bir sey söliyecekmiş çok merak ettim (Son sözlerin mi, mezartaşı için biraz uzun oldu da...)
Başkalarının hikayelerini dinleyipte siz erkekler çok hayvansınız derse (Kafa göz dal ben suçu üzerime alırım)
Evlenince ben senin ayağına basıcam (Öyle bir tokat atki Allahı şaşsın)
Şu anda seninle konuşamam evde misafirler var (Dürbünlü tüfekle vur 250 metreden)
Ay sıkıldım çıkalım bu filmden (Patlamış mısırların hepsini zorla yedir)
Sevgililer gününde sana ayı alırsa (Kafaderisi kemerini süslesin veya postu şömineni)
Hayır o arkadaşınla görüşmeni istemiyorum (!!!!!!)
Ağzı açık yemek yediği zaman (Masayı fırlat sandalyeyi kır kafasında)
alo kocacım ne haber diyorsa (!!!!evlenmeden hele aman amannnnnnnnn. bırak bırak hatta bırakma kaç.....)

Ataist ve ayı :)))))

Ataist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş Evrim ne güzellikler yaratıyor!diye düşünüp mest oluyormuş birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışında ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki bir dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, Tam vurmaya hazırlanırken adam 'ALLAHIM! diye bağırmış. bir anda zaman durmuş ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş bir anda orman karramış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama;
'Yıllarca bana inanmadın,yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?'demiş.
Adam untanç içinde: Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI DİNDAR yapabilirmisin.' demiş
SES: peki ' diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş.Nehir tekrakmaya baslamış herşey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesinide göge doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamış;
'ALLAHIM,senin rızkınla orucumu açıyorum, Hamdolsun bana verdiğin nimetlere...

evli erkek ve evli bayan duası :)))))

> EVLi ERKEK DUASI
>
>Allahim...
>Karimi her turlu tehlikeden koru,gerekirse ben
>tehlikeye atlayayim.Onu hic yorma,gerekirse ben yorulayim
>O calismasin,ben calisayim
>O hasta olmasin,ben olayim...
>Allahim o aldatmasin,ben aldatayim
>Benim guzel karim dul kalmasin,ben kalayim...
>
>Elhamdurusu ile
>Kizlar surusu ile
>Sabah birisi ile
>
>Aksam yenisi ile...
>
>
>
>
>
>
>
>EVLi KADIN DUASI
>
>Allahim lutfen bana;
>Deniz kadar etkileyici bakislari olan ve yakisikli (Aliye),
>Ferit kadar kibar ve olgun (Bir Dilim Ask),
>Selim kadar zeki ve zengin (Bir istanbul Masali),
>Baran kadar karizmatik (Haziran Gecesi),
>Cem kadar sadik ve eglenceli (Avrupa Yakasi),
>Polat kadar guclu (Kurtlar Vadisi)
>Mithat kadar becerikli (Sahra) ve
>Niko kadar fedakar ve kararli (Yabanci Damat)
>biriyle tanisma firsati ver.
>Ver de, evdekini kapiya koyabilmek icin! yeterince
>cesaretim olsun. Yoksa televizyon karsisinda
>ihtiyarlamaya devam edecegim!
>
>Elhamdulillah eriynen,
>Yakisiklilar suruynen,
>Hergun baska biriynen,
>Nasip eyle yarabbi

80'lerin sonunda 90'larin basinda cocuk olmak:)

tekrar olabilir belki ama harika tesbitler:)
>
>80lerin sonunda 90larin basinda cocuk olmak
>
>
>Süper Baba'nın müziğini flütle çalmışsanız
>LC Waikiki veya benetton tüm renkleriyle kıyafetlerinizde önemli markalar
>olduysa...
>SHOW TV'nin müziğini hala hatırlıyorsanız dup dıbu dıp dıp dıbı dıp dum...
>Tabi ki bir de :İyi TV eyç bi bi, eyç bi bi iyi TV
>Önce hüplet sonra gümlet' hayat felsefeniz olmuşsa
>Bizimkiler dizisi ertesi gun okul oldugunu bi sureligine unutturduysa
>Parliament pazar gecesi sinemaları müziğini duyduğunuzda içinizde hala
>garip duygular uyanıyorsa (yarın okul var hüznü, ailenin seni yatırıyor
>olmasına duyduğun kızgınlık, o güzel mavinin romantizmi...)
>Polis Akademisindeki her sesi çıkaran adama hayranlık duyuyorsanız
>Elm sokağında kabus yüzünden hala yatağın altına bakmaktan korkuyorsanız
>Chucky yüzünden en sevdiğiniz oyuncağınızı bile göz önünden kaldırmışsanız
>Okulda coca-cola kutusunu ezip mac yaptiysaniz (kızlar yan yatırıp üstüne
>tam ortasına ayagı yerlestirip ustune basıp yururlerdi, topuklu ayakkabı
>gibi olurdu)
>Apartmanin altindaki zil veya taksi diafonuna basmak müthiş heyecanlı bir
>yaramazlıksa
>Tutti frutti çok ayıp ve olağanüstü merak uyandırıcı bir şovsa
>Dört tekerlekli ayakkabının üstüne takılan patenlerden sonra roller
>bladeler size büyüleyici geldiyse
>Bakkala gönderilmenin en güzel yanı küçük sarellenin dibini minik
>plastikkaşığıyla kazımak veya leblebi tozu yiyip konuşmaya çalışmaksa
>Aterideki ördek vurmaca oyununda silahın nasıl çalıştığına hala kafa
>yoruyorsanız
>Işıklı spor aykkabılar hava atmanın önemli bir unsuruysa
>Bayramda harçlıklarla aldığınız ilk şey kinder süpriz yumurtasıysa(kağıdını
>tırnakla yırtmadan dümdüz yapmak da sabır ister doğrusu)
>Clementine sizde derin izler bırakmışsa
>Kasete kayit yapilabilmesi icin alt tarafinda bulunan karelerin bantla
>kapatilmasi gerektiğini öğrenmenin önemini biliyorsanız
>Commodore 64'de tornavidayla kasetin kafa ayarını yaptıysanız
>Anne saat kaç, simiiit, birdir bir, çay kahve gazoz, akşam ebesi, dansa
>davet, çatlakpatlak, yakan top gibi kalabalık oynanan sokak oyunlarından
>sonra anneniz sizi balkondan yemeğe çağırmışsa
>bandıra bandıra ye beni' şarkısını hızlı söylemeye çalıştığınız günler
>varsa
>Rönesans sanatçılarını ilk kez Ninja Kaplubağaların ismi olarak
>tanıdıysanız
>Tele On diye bir kanalı hatırlıyorsanız
>Haftasonları çizgi film izlemek için errken kalkmanın ne demek olduğunu
>biliyorsanız
>Şirinler geyiğini arkadaşlarınızla mutlaka çevirdiyseniz (Şirine aslında
>Gargamel tarafından yapıldı...)
>Beğenseniz de beğenmeseniz de tüm çizifilmleri art arda izliyorduysanız
>Bir Başka Gece çocukluk hayatınızdaki en görkemli şovsa
>Pazar geceleri yıkanma günüyse
>Seden Gürel'in neden öyle giyindiğini şimdi sorguluyorsanız
>Müzik yelpazesi hayatınıza büyülü yabancı müzisyenler kattıysa
>Bir sanal bebeğiniz olmuşsa,
>Tetris'i süper hızla oynayabiliyorsanız,
>MIRC ergenliğinizin önemli bir parçası olmuşsa(a/s/l ne demek
>biliyorrsanız)
>ICQ nun 11 haneli rakamını ezberlemeye çalışmışsanız.
>Pili bitmesin diye kasetleri kalemle havada sarmışsanız,
>Çizgifilm şarkılarının ingilizce veya japonca olsa da ezberlemişseniz
>Kokulu silgiye, deftere, kaleme harçlığınızı yatırdıysanız.
>Eti Cin, Eti Puf, ABC, Balık Kraker, Negro, Bonibon, Topitop,
>Yumiyum...vbçok seviyorsanız ve her zaman yeme kabiliyetiniz varsa
>Sulugöz'ü düşününce bile ağzınız sulanıyorsa
>Küçük bir kızken Sindy ile Barbie'yi karşılaştırıyorduysanız
>Tsubasa'yı ve küre biçimindeki sahanın sonundaki dev kaleyi hatırlıyorsanız
>'Hey Corç versene borç' deyince cevabı hemen yapıştırabiliyorsanız
>Macarena dansını yapabiliyorsanız
>TV den çekilmiş çizgifilmli sayısız kere izlediğiniz VHS leriniz varsa
>Telefonların jetonla çalıştığını hatırliyorsanız
>İstop diye bağırdığımızda renk yakalamaya çalışırken onun aslında stop
>olduğunu uzun zaman önce çözmüşseniz
>Saçları renkli ve uzun patlak gözlü çirkin trolleri bile bir furyada satın
>almışsanız.
>Capri Sun ın reklamı ve melodisini hatırlıyorsanız.
>Power Rangers'ın renklerini hatırlıyorsanız
>Mc Donalds a gitmek için ailenize yalvardıysanız
>Olacak O kadar, Yasemin'in penceresi, Hadi Anlat Bakalım, Adam Olacak
>Çocuk, Saklambaç.. gibi programları hatırlıyorsanız.
>Lambada'nın müziği kulağınızda çalabiliyorsa
>'Nereye çufçufluyoruz'un kimin dediğini biliyorsanız.
>Sayısız joystik kırdıysanız ve gün gelince artık joystik satılmadığını fark
>ettiyseniz
>Fame City cennetle eşdeğerse
>En sevdiğiniz sayı altıysa
>Prince of Persia'da alttaki dikenlere düşünce çıkan dınnzk sesini ve
>kanları hatırlıyorsanız
>Mon Ami 48 lik boyalardaki altın ve gümüş renkleri statü sembolüyse
>Gençlik hayaliniz Beverly Hills teki havuzlu arabalarsa.
>Uhuyla oynamanın zevkini biliyorsanız
>Kolalı jelibonun önce kapağını yediyseniz annenizin poşetler dolusu
>taso,misket, sporcu kağıtları, gazoz kapaklarını attığını öğrenince
>ağladıysanız Peçete, kağıt, poşet vb... koleksiyonu yapmışsanızEVET
>YAŞLANIYORUZ:)

eee birazda KARTALımdan bahsetmenin zamanı geldide geçiyoorrr...



MÜKEMMKEL HİKAYE:
Karısından ayrı yaşıyordu. Mahkeme onları bir celsede boşamıştı ve 11 yaşındaki delikanlı anneye verilmişti. Karısının duruşma salonunda hakime anlattıkları dudaklarında gülümseme kulaklarında çınlama yapıyordu.

"Hafta içi basket hafta sonu futbol maçlarına gider bize hiç vakit ayırmazdı. Uykusunda hakem isimleri sayıklar federasyonu istifaya davet ederdi. Evin içinde Beşiktaş'tan başka bir şey konuşulmazdı. Meğer bu adam benimle değil Beşiktaşla evliymiş" sözleri; İnönü'nün bütün koltuklarına kazılıydı sanki.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi haftada bir gördüğü oğlu babasının elinden tutarken "Baba beni maça götürme. Çünkü hakemler Beşiktaş'ı sevmiyor ben de hakemleri sevmiyorum" dediğinde dudaklarının arasından "Beşiktaş'ın Beşiktaş'tan başka dostu yok" mırıldanmaları ancak çıkabilmişti. 11 yaşındaki çocuğun bile sevgisinden yoksun bu hakemler nefret bahçelerinde mi büyümüşlerdi acaba? Bu sefer adaletli maç yöneteceklerdi.. En azından öyle umuyordu..

Ve çocuğuna söz vermişti hakemler adına.. Beyninde karısının hakime söyledikleri vardı.. Yüreği ise inadına Beşiktaş diyordu. Çocuk 12. dakikada verilmeyen penaltı sonrası babasına şöyle yandan bir bakış attı. Baba mahcup ama azimliydi ses etmedi. 19. dakikada Ronaldo sahada adam da çocuğunun yanında kıpkırmızı olmuştu. Çocuk aklıyla işi çözmüştü. Ama babasını kıramıyordu. Onu en sevdiği tribüne "Kapalıya" getirmişti. Babasının omuzlarında ilk maça gelişi ve tribünün onu "Yavru Kartal" diye selamlamasını asla unutamazdı.

Babası tribünle beraber iyice galeyana gelmişti. Futbolcu onur mücadelesi veriyordu. Beşiktaş ruhunu iyice hissetmeye başlamışlardı. "Hep böyle oynayın canımızı verelim" nidaları 2-0'ın coşkusuyla tavan yapmıştı.

Adam çocuğunu kavrayarak "İşte bu ruh bu onur mücadelesidir aşık olduğum. Ama annene bunu bir türlü anlatamadım" derken gözleri nemlenmişti. Aynı gece çocuğun annesi baba ocağında TV'den Beşiktaş maçını izliyordu.

Yaşadıkları gözünün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı.. Kocasını ilk gördüğü yer kapalı tribünün C kapısıydı. Şakır şakır yağmur yağıyordu ve delikanlı çubuklu bir forma giymişti. Birbirlerine aşık olmuşlardı..

Delikanlı kutsal apoletli formayı oracıkta kendisine hediye etmişti.. Genç kadın babasının şaşkın bakışları arasında o kutsal formayı üzerine giydi. Hayatın anlamını iş işten geçtikten sonra anlamıştı. Volume tonlaması sonda olan TV'den Beşiktaş taraftarının sesi bütün odayı sarıyordu: "Bir anda tutuldum aşık oldum ben hayatın anlamı siyah-beyazdı.."

Yağmurlu bir günde görmüştüm seni
Üstünde çubuklu formalar vardı
Bir anda tutuldum aşık oldum ben
Sevdanın anlamı Siyah Beyazdı
Ölümle yaşamı ayıran çizgi
Siyahla Beyazı ayıramazki
Her sevdanın sonunda zulüm olsada
Sevenleri kimse ayıramaz.

Ders çalışacağım +16

Babacim ben bu aksam arkadasimda kalacam. Yarin önemli bir
Sinavimiz var. Birlikte çalisacaz..
--Yemezler kizim hadi nas!
--Nasi yani?
--Sen böyle bir sinav aksaminin mahsulüsün! bize sökmez!!!


--Anne bu aksam arkadasimdayim ben, ders çalisacaz!!!
--Niye? tek çalisamiyormusun sen?
--Ama anneee!!!!
---Amasi mamasi yok!!! Vakti zamaninda bizim de üzerimizde
az ders çalismadilar.
Simdi düstügüm duruma bak. Seni kimle çalistigimi bile
hatirlamiyorum!!!


--Anne, biz bu gece Aylalarda ders çalisacaz! Meral,
Aysun, Seda da gelecek!!
--Tabi Osman, Ahmet, Mehmet, Hüseyin de gelir. Topluca
çalisirsiniz!!
--Ne ilgisi var anne ya? Çok önemli bi sinavimiz var yarin!!
--Grup olarak çalisip, pratik yapacaksiniz yani...
Babana söylemeden git odana zibar.!! Aksam aksam günaha
sokma adami!!!


--Abiii biz bu aksam Aylinlerde ders çalisacaz.
Bizim sinifta var ya hani, sarisin olan!!
--Çok ilginç Aylin le bugün biz de Tolgalarin evde
çalisacaz. Tesadüfün de böylesi!!!
--!!!!!!!!!!!!!!!?
---Almayim ayagimin altina kiz defooll!!!


Anne ders çalismaya gidiyorum ben. Arkadasimdayim bu aksam!!
--Tamam canim. Dikkatli çalis, bu yasta sarkti gögüslerin!!!


--Anne bu aksam Selin lerdeyiz.. Ders çaliscaz. Tamam mi?
---tamam canikom. Haplarini almayi unutma!!!


---Baba bu aksam evde yokum. Arkadasla ders çalisacaz!!
---Ah be güzel kizim bulamadin kendine zengin bi partner.
O çulsuzla ders mi çalisilir!!!


--Baba ben bu aksam ders çalismak için arkadasimdayim. Okey ?
--Okey de okeyi unutma. Temiz bi çalisma olsun. Basimiza
is açma!!
--Ya baba saçmalama Hikmet e gidiyorum ben..
--Ne Hikmet i lan.? I.....mi oldun sen. Erkek erkege ders mi
çalisilirmis. Kirarim bacaklarini!
--Of baba, yuh yani!!!

BIM'de Eski Sevgiliyi Görmek.....

son patitoyu da attım ağzıma ve bim'e doğru yola çıktım. zaten iki adım ötesi bim. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak. ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar ben bunu anladım.

bim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. nasıl bir klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni balici sandı, çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum.

"abi bu klima üflemiyor galiba" dedim. ama cevap vermedi, işine döndü. bende doğruca patitoların olduğu yere gittim. aman allahım bu ne güzellik. bissürü patito yan yana. gel de alma. hemen iki paket aldım. zaten sudan ucuz. bir de le porta almak lazımdı. gittim onu da aldım.

tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık. sanki bir zamanlar kulağıma "aşkım" diye yankılanan bir ses şimdi "süt de alalım. dost süt olsun" diyordu. bir zamanlar kulağıma "seni seviyorum" diye yankılanan bir ses şimdi "yok muratbey kaşar alalım o daha ucuz" diyordu. yavaşça arkamı döndüm. patitolar ve le porta elimden yere düştü.
evet, eski sevgilimdi bu.

bir zamanlar sevdiğim kadındı. bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın. şimdi nişanlısıyla bim'e gelmiş alışveriş yapıyordu. bir zamanlar aşık olduğum kadındı bu. ve alışveriş arabasında le cola, blume, dost süt, dost peynir, muratbey kaşarları gibi birsürü ürün vardı. evet bir zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu.

ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildi ve hemen arkasını döndü. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim ama lanet olası bim'de raf diye bir şey yok ki. tansaş olsa arkadaki adam seni göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde
saklanamadım.

peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle sıçar gibi çömelmiş ve kıç çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? işte onlar da öyle yaptılar. bastılar kahkahayı. yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım. le portam manzunca yerden bana bakıyordu. ben gibi yıkılmış, öylece yatıyordu.

gözlerine baktım. le portanın değil lan, eski sevgilimin. bana baktı, mahzun bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. ayaklarıma bakıyordu. anne terliği giymiş, parmakları ucundan çıkmış bir ayak. buydum işte. sen bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. şimdiki sevgilin çok iyi giyinmiş ama bir bak bakayım ona. bim'de bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi? ben en azından yakışıyorum buraya. içimden geldiği gibiyim.

böyle düşündüm ama sonra has****** dedim. adam kapmış kızı, ben de lavuk gibi pijamayla terlikle geziyorum. kim naapsın lan beni. "nasılsın görüşmeyeli?" dedim. "iyiyim" dedi. "ne güzel" dedim. "hıhı" dedi. gittikçe gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama "nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez" düşüncesi hasıl
olduğundan zerre sikinde değildim herifin. adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldu.

"niye böyle olduk biz?" der gibi baktım. "ne diyorsun?" der gibi baktı bana. "niye böyle olduk diyorum?" der gibi tekrar baktım. "ne diyorsun anlamıyorum" der gibi tekrar baktı bana. "neyse ****** et" der gibi baktım. ****** etti alışverişe devam etti. bir güle güle demeden.

gözyaşlarımı saklayarak iki poşet patitoyu ve le portamı yerden aldım ve kasaya gittim. bir de blume peçete aldım yüzlük paket, gözyaşlarımı silmek için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, "paran var mı" der gibi baktı bana, bana bakması artık kimse. al lan paranı der gibi uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü. tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. dönüp onu da aldım. mina koyim, bir romantizm de yaşayamadık be.

eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum, yoldaşım, üzgün olduğumu anlayabilen tek insan.

"abi bir şey diycem. pijamanın kıçında delik var, kıçın gözüküyor, baya bir büyük"

o günden beri evdeyim. bim'e de kapıcıyı yolluyorum

iş başvurusu :)))))

Tamamen gerçek bir olay! Yaşanmış bir iş başvuru hikayesi Yeni Şafak Gazetesi yazarı Mustafa Özel'in köşesine taşıdığı, yaşanmış çok ilginç bir iş başvurusu hikayesi:

Alttaki iş başvuru formunu dolduran Mehmet Tartar'ın başvuru formuna yazdığı cevaplar:

1. Adınız Soyadınız:
Mehmet Tartar

2.Yaşınız:
Yirmi sekiz.

3.Şirketimizdeki hangi pozisyon için Başvuruyorsunuz?
Mümkünse yatay bir pozisyon için. Eğer daha ciddi bir cevap istiyorsanız, ne iş
olsa yaparım. Şart öne sürebilecek durumda olsaydım, burada bu formu dolduruyor olmazdım.

4. Düşündüğünüz ücret:
Aylık 5.000 YTL maaş artı yıllık kardan yüzde 10 hisse! Eğer bu mümkün değilse, siz bir ücret Önerin, ben size evet yahut hayır derim.

5. Eğitiminiz?
İdare eder

6. Son işiniz
Sadist bir şefin deneme tahtası olmak.

7. Son ücretiniz:
Hak ettiğimin çok altında.

8. Önemli başarılarınız:
Arakladığım kalemlerden muhteşem bir kolleksiyonum
var; evde sergiliyorum.

9. İşten ayrılma sebebiniz:
Bkz. Cevap 6.

10. Size ulaşabileceğimiz saatler:
Banka atm'si gibiyim: 7/24.

11. Çalışmak istediğiniz saatler:
Pazartesi, Salı ve Perşembe 13.00-15.00 arası.

13. Şimdiki işvereninizle görüşebilir miyiz?
İşverenim olsa burada olmazdım.

14. Fizik durumunuz 20 kilogramdan fazla taşımanıza engel Mİ?
Belli olmaz, ne taşıdığıma bağlı.

15. Otomobiliniz var mı?
Evet, ama soru yanlış sorulmuş. 'Çalışır durumda bir otomobiliniz var mı?' diye
sorsaydınız, cevabım farklı olurdu.

16. Daha önce bir yarışma veya madalya kazandınız mı?
Madalyam yok ama lotoda iki kere 3 tutturdum.

17. Sigara içiyor musunuz?
Otlanacak bir enayi bulabilirsem.

18. Beş yıl sonra ne yapmayı hayal ediyorsunuz?
Bana tutkun zengin bir fotomodelle Bahama Adaları'nda yaşamayı. Bir yolunu biliyorsanız bunu beş yıl beklemeden de yapabilirim.

19. Yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu taahhüt ediyor musunuz?
Hayır, ama sıkıyorsa aksini iddia edin.

20. Sizi bu başvuruyu yapmaya iten gerçek sebep nedir?
Birbiriyle tutarlılık derecesini kestiremediğim iki cevabım var:
a) İnsan sevgisi ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum.
b) Gırtlağıma kadar borca batmış olmam..

Sonuç: Mehmet Tartar işe alındı

Erkeklerin kadınlardan ricasıdır...:)))

*8 hafta süren bas ağrıları baş ağrısı olamaz,bir doktora gidin.

*Alışveriş yapmak zevkli değildir ve asla da olmayacaktır.

*'Beni seviyor musun?' diye sormayın. Emin olun ki sevmesek yanınızda bir saniye bile durmayız...

*Bizden sizinle aynı üzüntüyü çekmemizi beklemeyin, o sizin kız arkadaşlarınızın işidir.

*Bir yere gittiğimizde, hangi kıyafeti giyerseniz giyin, size çok yakışıyor, yemin ederiz. O yüzden bir daha sormayın.

*Biz erkekler basitizdir. Mesela sizden ekmeği getirmenizi istiyorsak, aslında ekmeği getirmenizi istiyoruzdur. Bundan 'ekmek Masada değil' diye bir iğneleme yaptığımız sonucunu çıkarmayın...

*Eğer 2 değişik şekilde anlayabileceğiniz birşey söylemişsek ve bunlardan biri kötü ve sizi üzecekse, kesinlikle öbür anlamında söylemişizdir, boşuna bizi sıkıntıya sokmayın...

*Eğer birşey istiyorsanız sormanız yeterli. Birşeyi açıklığa kavuşturalım. Biz erkekler öyle farklı anlamlar taşıyan dolaylı soruları anlamayız. Ne istiyorsanız doğrudan söyleyin...

*Eğer şişmanladığınızı düşünüyorsanız büyük ihtimalle şişmanlamışsınızdır zaten. Bize sormayın, cevap vermeyi reddediyoruzdur.

*En karmaşık durumda bile bizim için temel kural şudur: 'En kolayını seç'. Bizden komplike şeyler beklemeyin.

*Erkekler en fazla 16 renk görürler. Mesela, şampanya bir renk değil, bir içkidir.

*Erkeklerin çoğunun en fazla 3 çift ayakkabısı vardır.

*Biz basitizdir. O yüzden 30 çift ayakkabınızdan hangisinin kıyafetinize
uyacağını sormayın, bilmiyoruzdur. Sormayınız.

*Cuma + Cumartesi + Pazar = Bol yemek ve mutfak gerçekliğinin icrasıdır...
Bizi anlamaya çalışın lütfen, fazla abartmayın ama...

*Evi temizleyip yorulduktan sonra, yüzünüze bakılmayacak haldeyseniz, yaptığınız temizliğin bizim için bir anlamı yoktur, takdir beklemeyin.Temiz bir evden önce güzel en azından bakımlı görünen bir kadınla bir evi paylaşmak daha anlamlıdır...

*Ev işlerinden sonra yattığınız yerde sızıp kalıyor ve her türlü kur çabasına yorgunum diyorsanız bu bizi bozar... Bir erkeğe temiz evden önce temiz bir eş ve hatta sadece bir eş lazımdır. Temizlik bir temizlikçi tarafindan da yapılabilir ama bazı şeyler temizlikçi ile yapılmaz...yapılmamalı da.

*Size 'neyiniz var' diye sorduğumuzda, 'hiç bir şeyim yok' derseniz size inanırız, bizim için olay bitmiştir. O yüzden bir şeyiniz varsa doğrudan söyleyin sonra bizi anlayışsız durumuna düşürmeyin...


* *Yeteri kadar ayakkabınız ve elbiseniz varken bizi iflas ettirmek bir sevgi gösterisi değildir.

7 Ocak 2010 Perşembe

1969 dodge charger!!!














Bugün hayallerimdeki arabayı sizinle paylaşmak istedim. Ne dersiniz olsa güzel olmaz mı sizcede...

senden ayrılmamı gerektiren 40 neden :)))

Birayı kadınlara tercih etmek için 40 neden:



1.Bir birayı içmeden bir ay saklayabilirsin.

2. Bira lekesi yıkayınca çıkar.

3. İçmek istediğin biraya boğazdaki lüks balık lokantasında yemek ısmarlaman gerekmez.

4. Sen futbol oynarken biran arabada sabırla bekler.

5. Biranın son kullanım tarihi geçince çöpe atabilirsin.

6. Bir bira asla geç kalmaz.

7. Başka bir bira aldığında kıskançlık yapmaz.

8. Birandan içmek isteyenler bunu sana açık açık söyler.

9. Elde etmek için kimseyle kavga etmen gerekmez.

10. Bardan çıkarken her seferinde yanında başka bir bira götürebilirsin.

11. Asla "Başım ağrıyor, yorgunum." demez.

12. Birayı içtikten sonra şişesi hala para eder.

13. Eve başka bir bira getirirsen evdeki biran kızmaz.

14. Bütün biralarını ayni odaya koyabilirsin, kavga etmezler.

15. Bir gecede birden fazla bira içtiğinde suçluluk hissetmezsin.

16. Bir haftada 100 bira içmek imkansız değildir.

17. Biranı arkadaşlarınla paylaşabilirsin.

18. İçeceğin biranın kapağını ilk açan her zaman sensindir.

19. Bira her zaman ıslaktır.

20. Bira eşitlik istemez.

21. Toplum içindeyken bira içtiğinde dayak yemezsin.

22. Erken öldüğün zaman bira sana kızmaz.

23. Sabahları evden çıkmadan biranı öpmen gerekmez.

24. Biranı değiştirdiğinde nafaka ödemezsin.

25. Biranın tadını güzelleştirmek için yıkaman gerekmez.

26. Biradan hastalık bulaşmaz.

27. Bir birayla yaşamak için evlilik cüzdanı gerekmez.

28. Bütün biralar tatmin eder.

29. Bira içtikçe hafifler.

30. Bira seni denemek için "Hamileyim." demez.

31. Biranın güçlü abileri yoktur.

32. Nasıl paketlenirse paketlensin bira her zaman güzeldir.

33. Birayı tatilde istediğin yere götürebilirsin.

34. Bira arabanın bagajında yolculuk etmekten hoşlanır.

35. Gaz kaçırdığın zaman bira sana "İğrençsin !" demez.

36. Biranın senden istediği tek şey arada bir tuvalete gitmendir.

37. Partiye götürdüğün bira yüzünden utanç duymazsın.

38. Partiden başka bir birayla ayrılman da sorun değildir.

39. Birayı içer içmez sızarsan sana darılmaz.

40. Bir bira kutusuna ateş edebilirsin.

5 Ocak 2010 Salı

kadınların ve bilgisyarların ortak yanları

İkisi de devamli sorun cikartir ve sorunu halletmeniz saatlerinizi hatta

bazen gunlerinizi alir.

İkisi de elektrik almak ister.

İkisi de hicbir sey yapmiyormus gibi gozukse de arka planda

kullanicidan habersiz bir cok is yuruturler.

Ne kadar cok paraniz varsa o kadar iyi "donanim"lisina sahip

olursunuz.

İkisinin de durup dururken niye bozuldugunu anlamazsiniz

İkisi de aliskanlik yaratir..

Verim almak icin ikisine de nazik davranmak gerekir

Ne kadar iyisini alirsaniz alin,2-3 sene sonra daha iyisi

cikacagindan degistirmeniz gerekir.

İkisi de erkekler icin olmazsa olmazdir.

İkisini de ne kadar iyi kullanirsaniz kullanin sac bas yoldurtan

cinslerdendir.

İkisi de zaman zaman hata verebilir

İkisi de hassastir, sagi solu pek belli degildir.

İkisi de bozuldugunda dediginiz hicbir seyi yapmazlar.

İkisinin de bellekleri inanilmaz gucludur. dolayisiyla dikkat

etmek gerekir.

NEDEN?

ben denizliden 24 yıllık bir adet ARDİ. size bu sayfada bilgisyarımda internetten topladığım komik eğlenceli yeri geldiğinde ciddi ama sıkmayan ve bazende kendi yazdığım yazıları paylaşacağım. şimdiden hayırlısı diyelim...